15 Temmuz 2016 gecesi, millî iradeye kast eden hain bir darbe girişimi yaşanmıştır. Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından planlanan bu saldırı, yalnızca bir iktidar değişikliği amacı taşımamış; doğrudan anayasal düzeni yıkmayı ve ülkemizi dış müdahalelere açık hâle getirmeyi hedeflemiştir.
Toplumun çeşitli alanlarında yapılanan bu örgüt, inançları istismar ederek güç kazanmış; nihayetinde milletin silahını yine millete çevirmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bombalanması, şehirlerde dolaşan tanklar ve sivillerin doğrudan hedef alınması; sadece can kayıplarına değil, aynı zamanda toplumsal huzura ve ortak vicdanımıza da büyük zarar vermiştir.
Ancak bu hain girişimin planlayıcıları, milletimizin birlik ve beraberlik karşısında asla boyun eğmeyeceğini hesaba katmamıştır. 15 Temmuz gecesi, Türkiye’nin dört bir yanında vatandaşlarımız tek yürek hâlinde demokrasiyi ve anayasal düzeni savunmak üzere meydanlara akın etmiş; bağımsızlığa ve millî iradeye sahip çıkmıştır. Aziz milletimizin sergilediği bu güçlü duruş, vatanı savunmanın sadece cephelerde değil, gerektiğinde meydanlarda da mümkün olabileceğini bir kez daha göstermiştir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla halkımız hiçbir tereddüt göstermeden sokaklara çıkmış; camilerden yükselen selâ sesleri, millî birlik ve beraberliğin güçlü bir ifadesi olmuştur. Her kesimden vatandaşımız, demokrasinin korunması, anayasal düzenin muhafazası ve geleceğimizin teminat altına alınması adına üzerine düşeni yapmıştır.
Zonguldak’ta da aynı gece büyük bir kararlılık ve vakarla hareket edilmiş; halkımız şehrin dört bir yanında meydanlara çıkarak demokrasimize sahip çıkmıştır. Anayasal düzene ve millî iradeye olan bu güçlü bağlılık, Zonguldak’ın vatan sevgisini ve sorumluluk bilincini bir kez daha ortaya koymuştur.
15 Temmuz gecesi gösterilen ortak irade, inancın gücünü, beraberliğin kıymetini ve millet olmanın ne denli büyük bir sorumluluk taşıdığını hepimize hatırlatmıştır. Şehitlerimizin fedakârlığı, bizlere hangi değerler uğruna mücadele edilmesi gerektiğini göstermiş; Türkiye’nin karanlığa teslim olmayacağının açık bir kanıtı olmuştur.
15 Temmuz’u anmak; yalnızca bir darbe girişimini değil, aynı zamanda millî hafızamızı, kimliğimizi ve vazgeçemeyeceğimiz temel değerleri hatırlamak anlamına gelir. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, 15 Temmuz şehitlerimizi ve vatan uğruna can veren tüm kahramanlarımızı rahmetle yâd ediyor; gazilerimize minnet ve şükranlarımızı sunuyorum.