Kayıt Tarihi: 29 Aralık 2013 Pazar 18:39
SEÇİM ve EDEB YA HÜ

1950 Tarihinde,ben ilk okulda okuyordum. Seçim heyacanını, ilk o zaman görmüş ve duymuştum. Köyümüze, Kayseri'den millet vekili seçilecekler ve taraftarları büyük bir kalabalık olarak geldiler. Köyümüz halkı ve ileri gelenler, çok güzel hazılık yapmışlardı, iyi bir karşılama olmuştu. Biz çocuklar da dizidizi dizilmiştik. Hatta hatırlıyorum, adaylardan birisi, fotörünü benim başıma koymuştu. Köyümüzün bir TAYYİBE anası vardı. O başta gazi kıyafetiyle, herkes köy okulumuzun bahçesinde toplanmıştı, konuşmalar, vaadler yapıldı, alkışlar birbirini kovaladı. O günün hatırası olarak şu beyti unutamam:

BEN REYİMİ SATAMAM

DERDİME DERT KATAMAM.

Seçim denilince,seçen,seçilen ve oy,ana unsurlar olarak karşımıza çıkar. Şartları haiz olan her ferd, hem seçme, hem de seçilme hakkına sahiptir.

Bu yazıyı yazmaktaki maksadım,seçenlerin ve seçilenlerin dikkatlerini bazı mühim noktalara çekmektir. Fiilen benim seçimle alakam olmamıştır. Seçilme hususundaki tekliflere asla iltifat etmedim. Amma her zaman oyumu kulandım, etrafımdakilere oy kullanmalarını tembihledim. Ben her şeyden önce HOCAYIM, Dünyaya defalarca gelsem yine hoca olmayı tercih ederim. Hoca herkesin hocasıdır, hiç bir zümreye tahsis edilemez.

Bir öğretmenimiz :

SİYASET AZAMÎ YALAN, ASGARÎ DOĞRULUKTUR.

demişti. Bu sözün doğru olmamasını temenni ediyorum. Millet Meclisimizin sayın başkanının; MECLİSİN SEVİYESİNİ SIFIRIN ALTINA İNDİRDİK, deyince, Meclisde olanları işitince, inanın şok oldum, üzüntüden ne yapacağımı şaşırdım, her vatanperverin benim hissettiklerimi hissettiğinden eminim. Her vakit olduğu gibi seçimde de doğruluk, dürüstlük başta gelir.

İnsanın en mühim organlarından biri dilidir. Dilin sahibi insan, diline en güzel sözleri söylettirdiği gibi, en çirkin lakırtıları söylettirir. -ALLAH-sözü de dilden çıkar, küfrün en habîsi de dilden çıkar. Her cihette rehberimiz olan hazreti MUHAMMED (S.A.V.) : ( DİLİNİZİ VE NAMUSUNUZU GARANTİ EDİN, CENNETİ SİZE GARANTİ EDİYORUM.) buyuruyor. İnsan, her yaptığından sorumlu olduğu gibi, dilinden çıkan her sözünden de hesaba çekilecektir. Pek çok kimsenin dilinden, ağzından çıkanlardan dolayı cehenneme gideceklerini, İSLÂM'Î NASLARDAN ÖĞRENİYORUZ. Milletimizin seçtiği millet vekillerinden bazıları, yetmiş altı milyon TÜRK MİLETİNİN karşısında, bütün insanlığın karşısında, söylemekten teeddüb ettiğim kelimeleri bilaperva söylerlerse,o adı millet vekili olanlara, TÜM MİLLETÇE ( EDEB YÂ HÛ ) DEMEK HAKKIMIZ DEĞİL Mİ ?

Millet vekili, bütün bir milleti temsileden kimsedir. Her hareketinde, her sözünde, her konuşmasında, tüm milleti arkasında hissetme durumundadır. Onun güzel, hak, adil, isabetli, faydalı bir sözü, güneş gibi milleti aydınlatır, çirkin, yakışıksız, batıl, karanlık, fuzulî, düşüncesizce söylenen bir lafı, hem kendini, hem de peşinde olanları karartır. Büyük bir âlimin bir sözünü hatırlıyor ve hatırlatıyorum :( EDİBLER EDEBLİ OLMALI.)

Kim kürsüde veya başka bir yerde konuşursa konuşsun, kim nerede yazarsa yazsın, her şeyden önce edepli olmaya mecburdur. MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİ EDEPLİDİR,EDEPLİ,TERBİYELİ OLANLARI SEVER, BAĞRINA BASAR, BAŞINA TAÇ EDER.

Millet vekilinin sorumluluğu çok büyüktür, hem Dünya hayatı, hem de AHİRET HAYATI için, bu noktayı birinci planda tutmalı ve hiç bir zaman; ( İNSANLARIN EN HAYIRLISI, İNSANLARA EN FAYDALI OLANDIR.) HAKİKATINI UNUTMAMALI.

Seçenler de çok dikkatli olmaya mecburdurlar.Ebu Bekir ( r.a.) gibiler varken, Müseylemet ül Kezzab'a oy verirse, o yalancı,sahtekarın bütün günahlarının, hatalarının cezasının bir mislini de o çeker, yani körü körüne oy veren, bilinçsiz kişi çeker. Müslümanın feraset, basiret gözü açıktır.

Daima hakka, sımsıkı sarılır, adaletten ayrılmaz. Şahsî menfaatından önce ,milletin, insanlığın, tüm mevcutatın faydalarını önde tutar. Bilir kî: ( MENFAAT ÜZERE DÖNEN SİYASET CANAVARDIR.)

KUR'AN-I-KERÎM,emaneti ehline vermemizi emrediyor.Demekki hem seçenin,hem de seçilenin ehil olması şarttır. YAVUZ SELİM HAN, CUMA HUTBESİ OKUYAN HATİBİN,KENDİSİ İÇİN: (HİCAZIN, MEKKENİN, MEDİNENİN HAKİMİ ) SÖZÜNÜ İŞİTİNCE, HEMEN O ANDA, HATİBİ İKAZ EDEREK, (HİCAZIN, MEKKENİN, MEDİNENİN HADİMİ ) DEMESİNİ İSTEMİŞTİR. Ecdadımızın bu güzel hasletlerini unutmayalım. ALLAH'IN HUZURUNA ÇIKTIĞIMIZDA, UTANILACAK ŞEYLER YAPMAYALIM, YÜZ KIZARTICI SÖZLER SÖYLEMEYELİM. ALLAH'IN İNSAN OĞLUNA BAHŞETTİĞİ DUYGULARDAN EN MÜHİMLERİNDEN BİRİ HAYA'DIR, YANİ UTANMA , DUYGUSUDUR. HAYA,UTANMA DUYGUSUNU KAYBEDEN KİŞİNİN, YAPAMAYACAĞI MEL'ANET, KÖTÜLÜK, FENALIK, ÇİRKİNLİK YOKTUR. ÇIKARI İÇİN AKLINA GELEN HER ŞEYİ YAPAR VE SÖYLER. HELÂL-HARAM KAVRAMLARI ONUN DÜNYASINDA YOKTUR.

Peygamberimizin (S.A.V.) bir adı da MUSTAFA'DIR, Onun için biz müslüman TÜRKLER OĞULLARIMIZA ÇOĞU ZAMAN MUSTAFA İSMİNİ VERİRİZ. Mustafa -SEÇİLMİŞ- manasınadır.

ALLAHÜ TEALÂ BÜTÜN YARATTIKLARI ARASINDAN O'NU EN EFDAL,EN EKREM OLARAK SEÇMİŞTİR. O halde aziz milletimizin seçip MİLLET MECLİSİMİZE GÖNDERDİĞİ SEÇİLMİŞLERİMİZİN VE TÜM SEÇİLMİŞLERİN MUHAMMED'İ (S.A.V) REHBER EDİNMELERİ ELZEMDİR .O'NUN YAŞAYIŞI İLE YAŞAMALARI, O'NUN AHLAKIYLA AHLAKLANMALARI, O'NUN EDEBİYLE EDEBLENMELERİ, İNANIN TÜRKİYEMİZİ GÜL GÜLÜSTAN'A ÇEVİREÇEKTİR. KENDİSİNDEN, YANİ EFENDİMİZ MUHAMMED'DEN (S.A.V.)

DEVLET İŞLERİNDEN BİR VAZİFE İSTEYEN SAHABEYE, EĞER VERİLEN GÖREVİN HAKKI VERİLEBİLİRSE, MÜKAFATIN PEK BÜYÜK OLACAĞI, EĞER VAZİFE HAKKIYLA YERİNE GETİRELEMEMİŞSE CEZANIN DA PEK BÜYÜK OLACAĞI İFADE EDİMİŞTİR.

Hepimiz, tüm miletçe, DÜNYA VE AHİRET SORUMLUĞUMUZU unutmayalım, makamımız, rütbemiz, görevimiz ne olursa olsun, vazifemizi millet için, vatan için, ALLAH rızası için hakkıyla, hakkını tam vererek yapalım.

BİRLİK,BERABERLİK,KARDEŞLİK İÇİNDE,GÜL GÜLİSTAN'A DÖNÜŞMÜŞ BİR VATAN TEMENNİSİYLE HOŞCA KALIN; ŞAŞIRMAYALIM, ŞAŞIRTMAYALIM.

 
Gösterim : 1997
YORUMLAR
Web sitemiz 04.03.2012 tarihinden itibaren;
Toplam: 21552823, Bugün: 2766 kez ziyaret edilmiştir.