Kayıt Tarihi: 29 Ağustos 2017 Salı 15:46
Kurban bayramı; yiyelim-içelim, köfte-sucuk yapalım dondurucuya koyalım diye mi?
İnsan metabolizması ani farklılıklara eksi cevap vermektedir. Kurban dolayısıyla eti fazla tüketmek daha önceki yaşantımızdakinden farklı olduğu zaman kolestrol ile Trigliserite davetiye çıkarmış oluruz, bu ani beslenme değişikliği kalp krizine varan sonuçlarda doğabilir keza kurban demek ne kadar et varsa hepsini yiyelim diye değil paylaşalım diyedir.

Dinimiz ve inancımız gereği ramazan ve kurban olmak üzere iki bayramı kutlarız.

Ancak indirilmiş dini bertaraf edip uydurulmuş dinle amel eden büyük çoğunluğumuz gerçek İslam'ın gereklerini yerine getirmeyerek tarikatlardan ve nereden emir aldığı belli olmayan hoca kılıklı müsvettelerden aldıkları bilgilerle nefislerinin de katkılarıyla dini kendi çıkarları uğruna kullanarak lekeleyip İslam dinini tanımayan insanları soğutmaktadırlar...

Örnek verecek olursak İslam dini fakirlere yardım edin derken sözde İslam'ı yaşayan düzenbazlar, Allahtan korktukları için kıldıkları namazın peşinden Allah'ım fakirlere yardım eyle diye hâşâ Rabbimize iş öğretirler. Keza bir toplumu aldatmanın ve bağımlı hale getirmenin en kestirme yolu kişilerin dinlerini onlara yanlış tanıtarak yapılır. Bu proje İslam dünyasında olduğu gibi türkiye'de de fevkalade başarılı bir şekilde yürütülmektedir.

Dinimiz gereği kurbanı maddi durumu iyi olan herkes yılda bir kere kesmekle mükellefdır, lakin bu kesilen kurbanlar sucuk yaparak köfte yaparak dondurucuya doldurarak eda edilemez, “Allah Kurbanlarınızın kanları da etleri de bize gelmez” buyuruyor, onlar fakirin hakkıdır.

Kurban kesiminde ise ehli olmayan kişiler tarafından yapılan yapanlara göre ibadet sayılan ve hayvana eziyet edilen kesimler sevap kazandırmadığı gibi veballeri de muhakkak ödenecektir Allah hayvanlar benim sessiz kullarımdır buyurur.

Buna İstinaden maddi durumu iyi olan Müslümanlar kurbanlarını kestiklerinde o gün yiyecek kadar kendini ayırıp diğerlerini gerçek fakir fukarayı tespit edip onlara teslim etmelidirler.

Aksi halde yine dinimiz bu kişiler tarafından lekelenir cehalet ivme kazanır.

Allah ben size şah damarınızdan daha yakınım derken yani bir aracıya gerek yoktur siz önce ahlaklı olmalısınız daha sonra İslam'ın şartlarını yerine getirerek hayırlı kul olmalısınız diyor. Ekliyor biz size kuranı apaçık indirdik yani kur an'da şifreleme yoktur diyor. İslam dini tarihten bugüne bu çarpıtmalar ve yanlış anlatımlar yüzünden çok yara almıştır. Bizler toplumu, eşimizi dostumuzu bu hurafelere karşı uyanık olmaya davet edip Kur-an’ı okuyup anlayarak amel etmeye teşvik etmeliyiz ki; aksi halde dünya coğrafyasındaki kan zülüm acı bitmeyecek ve siyonizmin dindar kılıklı maşaları görevlerine devam edeceklerdir.

Bizler bu topluma yeni nesle İslam'ın şartını önce ahlak önce ahlak önce ahlak daha sonra şahadet namaz oruç zekat vs anlatmalıyız. Bu topluma bunlar anlatılmadan içindir ki toplumda namaz kılan bir hırsız zekat veren bir arsız hacca giden bir tefeci toplum olduk. Bunun içindir ki sloganımız “önce ahlak, önce doğru eğitim ve ahlaklı dindar nesil.” Unutulmamalıdır ki dinimizi doğru yaşasak bile bu bizi iyi insan yapmaz. Ancak ahlaklı ve bunun yanında dindar olursak bu bizi imanlı ve iyi bir insan yapar.

Sağlıkla kalın...

 
Gösterim : 1490
YORUMLAR
Web sitemiz 04.03.2012 tarihinden itibaren;
Toplam: 21670633, Bugün: 338 kez ziyaret edilmiştir.