Kayıt Tarihi: 12 Temmuz 2016 Salı 11:51
Seyahatnamelerde Ereğli
1961 yılının 6. Ayının 16'sında Eregli'de iki kuşaktır eczacı bir ailenin ikinci oğlu olarak dünyaya geldim.Turgut Reis Ilkokulu'nun ardından Galatasaray Lisesi'ni 1980'de bitirdim..On yaşlarından beridir kokusunda büyüdüğüm Memleket Eczanesi beni eczacı yaptı.Askerlik görevini yerine getirdiğim 1986-87 Çanakkale Deniz Hastanesi dönemi dışında dedemin eczanesinde babamla birlikte çalıştık.Halen üçüncü kuşak olarak dede yadigârı Memleket Eczanesi'ni sürdürmeye çalışırken 2004'ten bugüne Ecz. Sabit Duran'ın Ereğli Tarihi'ni yayınlamak üzerine başladığım çalışmalar beni bir yerel tarih tutkunu haline getirdi.Geçen yılsonu yayımlanan "Kastamonu ve Bolu Salnamelerinde Ereğli" adlı bir kitabım var..
Claude-Charles de Peyssonnel

Seyahatnamelerde Ereğli'nin 3 bölümünde "Claude-Charles de Peyssonnel"i işleyeceğiz.

Ereğli, uzun yıllar özellikle Fransız seyyahların güzergâhlarında yer almış bir kenttir. Bunda, Osmanlı Devleti ile Fransa’nın o dönemlerde süregelen dostluk ilişkisi önemli bir rol oynar.

Bu yazının konusu olan Claude-Charles de Peyssonnel de 1727-1790 tarihleri arasında yaşamış bir Fransız diplomat ve yazardır. de Peyssonnel, 1748 yılında Fransa’nın İzmir konsolosu olan babasının yanına yerleşmiş, 1753’ten itibaren de ülkesini Kırım ve Hanya’da temsil etmiştir. Seyyahımız, 1763’te İzmir başkonsolosu olur ve 1782’de emekli olduktan sonra yaklaşık 35 yılını geçirdiği Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili gözlemlerine dayanan birçok eser ortaya koyar.

1787 yılında yayımladığı Traité sur le commerce de la mer Noire (Karadeniz Ticareti Üzerine) adlı kitabının ikinci cildinde Abhazya’dan başlayarak Gürcistan, Trabzon, Rize, Sinop, İnebolu, Karaağaç, Bartın, Bulgaristan, Eflak, Moldavya ve Kırım ana başlıkları altında bölgelerin ticaretini anlatır.

Bartın başlığının altında, kısaca Ereğli’den de söz eder.

“Konsolos” 18. yüzyılda bugünkü anlamında değil, ağırlıkla ticari ilişkileri düzenleyen, yabancı ülkelerde Fransız tüccarların çıkarlarını koruyan kişi anlamında alınmalıdır. Bu özellik nedeniyle, de Peyssonnel bulunduğu bölgelerin ticaretiyle yakından ilgilidir. Birazdan vereceğimiz alıntıdan da anlayacağınız gibi, Ereğli’den de söz eden kitabı Fransız tüccarlar için bir tür rehber niteliği taşır.

Dönemin tüm Avrupalı aydınları gibi, çok yönlü bir aydın olan Seyyahımızın değişik seyahat kitapları (1) dışında Fransa’nın dış politikası (2) ve Fransız aydını üzerine (3) de eserleri bulunmaktadır.

Charles de Peyssonnel’in dilimizde tek yayımlanmış eseri, ilginçtir ki Fransızcada basılmamış bir elyazmasının çevirisidir.(4) Kitap, İzmir Konsolosu olduğu dönemde 2-16 Mayıs 1745 tarihleri arasında İstanbul’dan tekne ile çıkarak İzmit’e dek deniz yoluyla yaptığı seyahati ve geçtiği bölgelerin anlatımıyla İzmit’te yaptığı incelemelerin ardından güneye inerek İznik’teki Bizans eserleri üzerine gözlemlerini içerir.

Türkçede yayımlanmamış olan Karadeniz Ticareti Üzerine(5) adlı eserin Ereğli’nin yer aldığı 2. cildi 370 sayfadan oluşur. Yukarda verdiğimiz bölge sıralamasına göre devam eden anlatımın “Bartın’ın Dışsatımı” başlığı altında 140 ve 142. sayfalarında Ereğli ve çevresi anlatılır.

Anlatım, aşağıdaki gibidir:

XVIo. Köseağzı (metinde Tchaocke-Aghzi) denizden yarım mil içerde küçük bir köy. Tesadüfen uğrayan tekneler, fırtına halinde kolayca karaya çekilebilecekleri kumsal bir plaja yanaşıyor. Bu köyden ve çevresinden oldukça bol miktarda iyi kalite sığır derisi ve ciğeri çıkıyor. Bölgede hiçbir ticaret imkânı olmadığı için, bu mallar Ereğli(metinde Héraclée)’ye taşınıyor.

Ereğli’ye 5 mil uzaklıkta olan Köseağzı’nın kuzeybatısında, Baba Burnu (metinde Baba-Bouroun) denilen bir burun var. Burada deniz kıyısına yerleştirilmiş şaşılacak sayıda taş heykeller bulunuyor. Yöredekiler, batıl inançları sayesinde, bunların Karadeniz boyunca işledikleri suçlar yüzünden Tanrı tarafından cezalandırılıp taş haline getirilmiş Cinler olduklarına inanıyorlar.(6)

XVIIo. Ereğli yarı yıkık surları içinde küçük bir kent. Beş Cami, iki Han, iki hamam, iki yüz dükkan ve yaklaşık altı bin nüfus. Doğu tarafından çok güzel korunan, her büyüklükte teknenin, hatta savaş gemilerinin bile kışlayabilecekleri çok güzel bir açık limana sahip. Limanda altmış tane değişik tekne ve beş tane Tuna seyahatine uygun mavna saydık. Bir gümrüğü de var.

İthal edilen mallar, Bartın’dakiyle aynı, ürünler aynı fiyatlara satılıyor.(7)

Dışarı satılan mallar ise:

Okkası 5 ila 5,5 kuruştan bin beş yüz ilâ iki bin okka karaciğer.

Okkası 42 ila 45 paradan iki ilâ üç bin okka balmumu.

Pakedi on üç çileden oluşan ve 4 paraya satılan gri keten ipliğinden bin kental: Sinop’(metinde Sinople)tan ihraç edilenler gibi Yeniçeri başlıklarının turban bezlerinin yapımında kullanılıyor.

Okkası 4 ilâ 5 gümüş paradan otuz tekne yükü elma.

Kilosu 10 ilâ 11 paradan yirmi tekne yükü ceviz.

Okkası 3 paradan otuz tekne yükü pestil.(8)

Ereğli’nin inşaat kerestesi, birazdan söz edeceğim Alaplı’(metinde Alaplu)dan gelir.

XVIIIo. Alaplı, Ereğli yakınında, aynı körfezin içinde kurulmuş bir kasabadır. İki Camisi, yaklaşık yirmi dükkanı ve bir o kadar da denizcilik malzemesi satan işyeri vardır. Her boyda tekneler yanaşabilir ve konaklayabilir.

Alaplı kasabası, ihtiyacı olan tüm malları Ereğli’den alır; tek ihraç kalemi ise kerestedir.

de Peyssonnel’in verdiği Cami, Han ve hamam sayıları, 1286 [1869] tarihinde yayımlanan ilk Kastamonu Salnamesinde verilen sayılarla birebir aynıdır. Yaklaşık yüz yıllık bir süre içinde, Ereğli’de bu konuda hiç bir gelişme olmadığı anlaşılıyor. Adı geçen salnamedeki kayıttan dükkan sayısının da sadece 35 tane arttığı görülmektedir.(9)

Ereğli’nin merkez nüfusu hakkında bir karşılaştırma yapmak üzere ulaşabildiğimiz en eski kayıt ise, gene bir Fransıza aittir. de Peyssonnel’den yaklaşık yüz yıl sonra, İstanbul’da Duyûn-u Umûmiye Meclisi İdaresinde Genel Sekreter olarak görev yapan Vital Cuinet’nin 1894 yılında yayımladığı La Turquie d'Asie (Asya Türkiyesi) adlı eserinde merkez nüfusu 6274 olarak verilir(10). Kömür üretiminin de başlamasına karşın, aradan geçen sürede nüfusta çok belirgin bir artış olmadığı dikkati çeker.

Ereğli’nin ihraç ettiği ürünlerden dönemin ekonomisi hakkında edindiğimiz fikir, hayvancılık ve arıcılığın oldukça gelişmiş olduğudur. 2,5 ton karaciğer ve 4 ton Balmumu önemli rakamlardır. “Tekne yükü”nün tam ölçüsü hakkında bir fikrimiz olmamasına karşın, bugüne oranla elma ve ceviz üretiminin de yaygın olduğu anlaşılıyor.

İhraç ettiği ürünler arasında 3. sırada kayıtlı olan gri keten ipliği, bugün üretimi tekrar canlandırılıp sürdürülmekte olan Elpek Bezinin üretildiği tür bir iplik olmalıdır. Bugün küçük miktarda üretilmekte ve turistik amaçla pazarlanmakta olan bezin o dönemde önemli miktarda bir imalatı olduğu anlaşılmakta.

Bir Seyahatname olmamasına karşın yazı dizimize konu ettiğimiz bu 230 yıllık araştırma, yerel tarih konusunda araştırma yapanlar için önemli ipuçları içeriyor.

DİPNOTLAR.......................................................................................................................................................

(1) Observations historiques et géographiques sur les peuples barbares qui ont habité les bords du Danube et du Pont-Euxin (Tuna ve Karadeniz Kıyılarında Yaşayan Barbar Halklar Üzerine Coğrafi ve Tarihi Gözlemler) – 1765.

(2) Essai sur les troubles actuels de la Perse et de la Géorgie (İran ve Gürcistan’ın Güncel Sorunları Üzerine Denemeler) – 1754. Situation politique de la France et ses rapports actuels avec toutes les puissances de l'Europe, ouvrage dont l'objet est de démontrer, par les faits historiques et les principes de la saine politique, tous les maux qu'a causés à la France l'alliance autrichienne, et toutes les fautes que le Ministère français a commises depuis l'époque des traités de Versailles, de 1756, 57 et 58, jusqu'à nos jours (Fransa’nın politik durumu ve Avrupa’nın tüm güçleriyle güncel ilişkileri, Fransız-Avusturya ittifakının neden olduğu sıkıntıları ve Fransız Dışişlerinin 1756, 57 ve 58 Versailles Antlaşmaları devrinden bugüne yaptığı tüm hataları tarihi gerçekler ve doğru politik ilkeler ışığında ortaya koymaya çalışan eser) – 1789.

(3) Petite Chronique du ridicule, les Français ont-ils changé depuis 1782 (Gülünç Olanın kısa Kronolojisi, Fransızlar 1782’den sonra değiştiler mi?) – 1785.

(4) 1745 Yılında İzmit ve İznik’e Yapılmış Bir Gezinin Öyküsü (Relation d’un Voyage fait a Nicomedie et a Nicée en 1745)-Basılmamış Elyazması Bir Eserin Çevirisi- Charles de Peyssonel – Çev. F. Yavuz Ulugün - Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği Kültür Yayınları – Kocaeli, 2005.

(5) Traité sur le Commerce de la Mer Noire – Charles de Peyssonnel – Tome Second - Paris, 1787.

(6) de Peyssonnel’in son iki cümledeki bu anlatımı, başka hiçbir seyyahın metinlerinde geçmez. Baba Burnu’nda anlatılan şekilde bir kalıntıya da ulaştığımız kaynaklarda yer verilmez. Seyyahın sözünü ettiği taş heykeller, bizim için başka bir kaynakta rastlayana dek esrarını koruyacaktır..

(7) Bartın gümrüğüne giren mallar, 134-137. sayfalarda Selanik abası, Kâhire şalı ve peştemali, Çanakkale tülü, Tunus keçesi, Mısır yünü, Londra ve Zagora gibi değişik kökenli yünlü kumaşlar, keten tohumu, ağaç tentürü, Mokka kahvesi, Fransız şekeri, kalay, demir, İzmir sabunu, tütün, kağıt, tereyağ, peynir, bal, pastırma, taze meyve, siyah zeytin, pirinç, Mısır camı, darı, tuz, keçi ve koyun derisi olarak sıralanmaktadır. Görüldüğü gibi, Ereğli 18. yüzyılda özellikle gıda konusunda dışarıya fazlasıyla bağımlıdır.

(8) 1 okka, 1283 grama; 1 kental ise 100 kilograma eşdeğerdir.

(9) 1869-1916 Kastamonu ve Bolu Salnamelerinde Ereğli–Sadun Duran–Post ve Post Yayıncılık–Ankara, 2015 s: 124.

(10) a.g.e. s: 71.

 
Gösterim : 2612
YORUMLAR
Web sitemiz 04.03.2012 tarihinden itibaren;
Toplam: 21625674, Bugün: 3632 kez ziyaret edilmiştir.